Connect with us

İletim ve Enerji Depolama Teçhizatı

HES Kablo’dan solar kablo çözümleri

Published

on

Ürettiği son teknoloji Hes Flaret® kablolar ile yangına karşı daha güvenli çözümler sunan Hes Kablo özellikle insan sirkülasyonunun yoğun olduğu yapılar olan 3. Havalimanı, Türkiye’deki tüm şehir hastaneleri, Ankamall AVM gibi yapılarda Hes Flaret® kablolarımız tercih edilmiştir. Kullanıcıların bilinçlenmesi ve mevzuat değişiklikleri nedeni ile bu kabloların öneminin her geçen gün arttığını aktaran Hes Kablo Genel Müdürü Şahin Nursaçan, “Televizyonlarda, gazetelerde sık sık yangın haberleri görüyoruz. Elektrik kontağı diye ifade edilen yangın sebebinin çoğu zaman kalitesiz ürün kullanılmasından kaynaklanmakta; buna bir de yanıcı ve zehirli gaz çıkaran kablolar eklendiğinde yangının şiddeti ve bağlı olarak can-mal kayıpları çok büyük boyutlarda olabiliyor. Son dönemde tüketicinin de bilinçlenmesiyle birlikte  Hes Flaret® olarak lanse ettiğimiz kabloların kullanımında ciddi artışlar olduğunu görüyoruz” Türkiye’nin de mega projelerinde yeni nesil Hes Flaret® kablolarımız tercih edilerek ülkemizi geleceğe taşımaya devam ediyoruz.

“Sektörde en fazla CPR sertifikasını alan firmayız”

Sektörde en fazla CPR (Construction Products Regulations – Yapı Malzemeleri Yönetmeliği) sertifikasına sahip bir firma olduklarını aktaran Nursaçan, “Tüm ürünlerimizin onay işlemleri, belgelendirmeleri TSE ile ortak hareket ederek aldık. CPR, Avrupa Ekonomik Bölgesi içerisinde yapı malzemelerinin performansı için tek tip değerlendirme yöntemleri sunan bir ortak teknik belgedir. Amacı; yapı malzemelerinin pazarlanması konusunda uyumlaştırılmış kurallar tanımlamak, farklı ülkelerdeki farklı üreticilerin yapı malzemelerinin karşılaştırılmasına olanak tanıyan güvenilir bilgilerin bulunurluğunu sağlamak.

GES projelerini de önemsediklerini söyleyen Nursaçan, “Güneş Enerji Santrali içerisindeki çeşitli elemanlar arasındaki bağlantılar için HES solar kablolar, fotovoltaik uygulamalar için özel tasarlandı. Yurtiçi ve yurtdışı projelerde HES Kablo kalitesini solar kablo çeşitlerinde de müşterilerimize sunmaya devam ediyoruz.  2020 yılında öz tüketime dayalı projeleri ve günden güne artarak devam eden çatı GES projelerini önemsiyoruz. Bu ürün çeşitliliği ile kablo ve tel sektörünün tamamına hitap eden çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. 2004 yılından bu yana sektördeki liderliğimizin bilinciyle RES, GES ve HES yatırımlarında, OSB’lerde, Elektrik Dağıtım Şirketlerinde, Nükleer enerji santrallerinde, güçlü ve yaygın bayi ağımızla elektrik ve enerji sektöründe olmaya devam ediyoruz.”

Hes Kablo olarak zirveden aldığımız güç 50 yıla yakın tecrübe ile ürettiğimiz kablo ve çözümlerle kablo sektöründe inovasyon ve ilerlemeye öncülük ediyor; bir yandan da çevreye duyarlı ürün ve model sistemler üzerinde yatırımlarımıza devam ediyoruz.  yüksek teknoloji kullanarak ürettiğimiz fiber optik kablolar, Zayıf Akım kabloları ve Koaksiyel kablolar ile tasarladığımız yeni nesil kabloların iletişim, telekomünikasyon, otomasyon gibi hızla gelişen, sektörlere ilham vermesinden dolayı gururluyuz.”

Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da mega projelerine ve mega kentlerine sunduğumuz özel çözümlerle,  dünyada en ağır olma özelliğini taşıyan ve ilk defa üretilen 400 kV 3000 mm2 Ekstra yüksek gerilim kablo ürünlerimizle Türkiye’yi ve dünyayı geleceğe taşımaya devam ediyoruz.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Bilgi Kaynakları

Enerji sistemlerinde gelişmiş çözümler, Intersolar Europe 2025’te sizleri bekliyor

Published

on

Yenilenebilir enerjilerin yaygınlaşması hızla artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı‘na (IEA) göre, 2030’dan itibaren yılda yaklaşık 940 GW yenilenebilir enerji kapasitesinin eklenmesi bekleniyor. 2030 yılına kadar bu artışın çoğu için güneş enerjisi öne çıkarken, yenilenebilir kapasitenin yüzde 80’inin fotovoltaik güneş panellerinden (PV) geleceği öngörülüyor. Artık ayrı bir güç kaynağı olarak ele alınmayan PV, diğer enerji teknolojileri ve uygulamalarıyla da entegre ediliyor. Enerji sistemlerinde gelişmiş çözümler, 7-9 Mayıs 2025 tarihleri arasında Münih’te düzenlenen Intersolar Europe 2025’te sergileniyor.

Yenilik ve trendler söz konusu olduğunda, güneş enerjisi takvimindeki en önemli etkinlik olan Intersolar Europe 2025, enerji endüstrisi için kıtanın en büyük platformu olan The smart E Europe’un bir parçası olarak gerçekleştiriliyor. 206.000 metrekare alanda yer alan 19 salonda, 3.000’den fazla katılımcı; PV, depolama, e-mobilite ve enerji yönetimi teknolojilerindeki yenilikleri sergiliyor. Start-up’lar yeniliklerini sergilemek için kendilerine ait bir alana sahipken, büyük ölçekli depolama sistemleri, PV geri dönüşümü ve hibrit enerji santralleri gibi önemli konular özel oturumlarda masaya yatırılıyor. 

6-7 Mayıs tarihleri ​​arasında Uluslararası Münih Kongre Merkezi’nde eş zamanlı olarak düzenlenecek 4 The smarter E Europe Konferansı’na, tek bir biletle erişim imkanı sağlanıyor.

Fuarda ziyaretçileri bekleyen teknolojiler:

Tandem güneş hücreleriyle verimlilikte sıçrama

Perovskit-Silikon tandem güneş hücreleriyle, yeni nesil yüksek verimli güneş hücreleri piyasaya sürülmeye hazırlanıyor. Bu yeni hücreler iki yarı iletken malzemeyi bir araya getirerek verimliliği yüzde 45’e kadar yükseltiyor. Alman Makine Mühendisliği Endüstrisi Birliği’ne (VDMA) göre, bu hücrelerde seri üretimin 2027 yılında başlaması bekleniyor.

Anahtar teknoloji olarak depolama

PV’den gelen elektrik üretim payının artmasıyla birlikte, şebeke yoğunluğunu en aza indirmek ve elektrik şebekesinin frekansını dengelemek için acilen daha fazla depolama sistemine ihtiyaç duyuluyor. Büyük ölçekli depolama sistemleri şebeke istikrar hizmetlerini üstlenerek elektrik arz ve talebinin dengelenmesini sağlıyor. Batarya depolama sistemlerinin şarj ve deşarjı, karı artıran ve şebeke istikrarını destekleyen yapay zeka kontrollü yazılım tarafından optimize ediliyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının optimum kullanımı: Hibrit enerji santralleri

Güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi çeşitli yenilenebilir enerji kaynaklarını batarya depolama sistemleriyle birleştiren hibrit enerji santralleri, her bir şebeke bağlantı noktasının çoklu kullanımına izin vererek maliyetleri düşürüyor. Bir batarya depolama sisteminin entegre edilmesi, üretim ve tüketimi şebekeye hizmet edecek ve yük eğrisini optimize edecek şekilde uyumlu hale getirebiliyor; çünkü elektrik, yüksek kullanılabilirlik nedeniyle ucuz olduğunda depolanıyor ve fiyat yükseldiğinde şebekeye besleniyor.

Çift yönlü şarj: Depolama cihazı olarak e-araçlar

Elektrikli araçlar sadece elektrik tüketmekle kalmıyor, aynı zamanda gücü depolayarak şebekeye geri besleyebiliyor. E.ON’a göre, tek bir elektrikli otomobil akşam ve gece boyunca yaklaşık 11 haneye elektrik sağlayabiliyor. Örneğin, şebeke hizmetleri karşılığında ücretsiz şarj sağlayarak araçtan şebekeye çözümler sunulmaya başlanıyor.

Otopark PV: İkili arazi kullanımı

Otoparkları kaplayan PV modülleri, gelişmiş araziyi verimli bir şekilde kullanırken elementlere karşı koruma sağlıyor. Elektrikli araç şarj cihazları, modüller tarafından üretilen gücün park halindeki araçları şarj etmek için kullanılmasını sağlıyor. 

Geri dönüşüm yoluyla sürdürülebilirlik

İlk güneş patlamasından (2007) yaklaşık 20 yıl sonra, çok sayıda kullanılmış modülün atılması bekleniyor. PV geri dönüşüm şirketleri döngüsel ekonomiye odaklanırken; ham maddelerin yüzde 99’una kadarını geri kazandıran modül geri dönüşüm tesisleri kurulmaya başlıyor.

The smarter E AWARD ile inovasyon ödüllendiriliyor

Fotovoltaik, enerji depolama, e-mobilite, akıllı entegre enerji ve üstün proje kategorilerindeki ürün ve tasarımlar, The smarter E AWARD ile ödüllendiriliyor. Ödül töreninin Uluslararası Münih Kongre Merkezi 1. salonda 6 Mayıs’ta gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Continue Reading

İletim ve Enerji Depolama Teçhizatı

OEDAŞ ekipleri deprem bölgesinde yaraları sarmak için aralıksız çalışıyor

Published

on

Elektrik dağıtım şirketi OEDAŞ, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki elektrik arzının güvenliğinin ve sürdürülebilirliğinin yeniden sağlanması için ilk günden itibaren çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor. Adıyaman’ın merkezinde ve Gölbaşı ilçesinde görev alan ekiplerin 10 günde bir değiştiğini ve şu anda sekizinci ekibin bölgede olduğunu söyleyen OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Ekiplerimiz deprem bölgesinde yaraların sarılmasına katkı sunabilmek için gönüllülükte adeta birbirleriyle yarışıyor. Şu ana kadar toplam 278 çalışanımızla bölgede yer aldık. Tüm çalışmalar tamamlanıncaya kadar da orada bulunmaya devam edeceğiz” dedi.  

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), Kahramanmaraş merkezli olan ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerin ardından bölgedeki elektrik arzının yeniden güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde sağlanması için çalışmalarını sürdürüyor.

Muzaffer Yalçın: “Ekiplerimiz dayanışma ruhu ve özveriyle çalışmaya devam ediyor”

Deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Ülkemizi sarsan bu büyük felakette yaraların sarılmasına katkı sunabilmek için ilk günden itibaren aralıksız olarak çalışıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın koordinasyonunda depremin hemen ertesi günü bölgeye intikal ederek hem arama kurtarma çalışmalarına katıldık hem de elektrik arzının yeniden sağlanması için seferber olduk. Saha ekiplerimiz, iş güvenliği uzmanlarımız ve ekip yöneticilerimiz, deprem bölgesindeki çalışmalara gönüllü olarak katılmak için adeta birbirileriyle yarışıyor. Ekiplerimiz 10 günde bir değişiyor, şu anda sekizinci ekibimiz bölgede. Tüm çalışmalar tamamlanıncaya kadar da bölgede olmaya devam edeceğiz. Çalışma arkadaşlarımıza göstermiş oldukları dayanışma ruhu ve özveriden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

OEDAŞ çalışanı da 5 adet hidrolik platformlu araç

Deprem bölgesine aralıksız ekip ve ekipman desteği

Adıyaman’ın merkezinde ve Gölbaşı ilçesinde elektrik arzının güvenliğini ve sürdürülebilirliğini yeniden sağlamak için çalışmaları sürdüren OEDAŞ, bugüne kadar 13 ekip yöneticisi, 251 saha çalışanı ve 14 iş güvenliği uzmanı olmak üzere toplam 278 çalışan ile deprem bölgesinde görev aldı. Ekipler bu çalışmalarda toplam 45 adet hidrolik platformlu araç, 56 adet 4X4 araç, 5 kamyon, 2 çift kabin transit, 3 vinç ve 1 kepçe ile görev yaptı. OEDAŞ ayrıca hem kendi ekiplerinin hem de bölgede görev alan diğer elektrik dağıtım şirketi ekiplerinin konaklaması için 54 yatak kapasiteli 6 adet konteyner, 10 adet dağıtım trafosu, 8 adet çeşitli güçlerde jeneratör, çeşitli avadanlıklar, iş güvenliği malzemeleri, şebeke malzemeleri, su, kuru gıda, hijyen malzemeleri gibi insani yardım malzemelerini de deprem bölgesine ulaştırdı.

Halihazırda bölgede yer alan sekizinci ekipte yer alan 20 gönüllü OEDAŞ çalışanı da 5 adet hidrolik platformlu araç ve 3 adet 4×4 araç ile faaliyetlerine devam ediyor.

Continue Reading

İletim ve Enerji Depolama Teçhizatı

Sayaç ve elektrik arızaları önceden tespit edilebilecek

Published

on

Elektrik dağıtım şirketi OEDAŞ, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde enerji dağıtım şebekelerinin etkin yönetimi için yeni ürün ve hizmetler geliştirmeyi hedefleyen Avrupa Birliği Ufuk 2020 çerçeve programı destekli BD4OPEM (Açık İnovatif Enerji Piyasaları İçin Büyük Veri) projesinde yer alıyor. 9 ülkeden 12 paydaşın yer aldığı projeye Türkiye’den katılan tek şirket olan OEDAŞ, proje için destek sağlayıp yazılımcılar tarafından oluşturulan servislerin kalitesini ölçüyor ve testlerini gerçekleştiriyor. OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, proje kapsamında enerji fazlasının depolanması, sayaç ve elektrik arızalarının önceden tespit edilmesi gibi sistemler üzerinde çalışıldığını söyledi.

Türkiye’de yenilenebilir enerji üretiminin en fazla olduğu ikinci elektrik dağıtım bölgesinde faaliyet gösteren Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde kaynakların verimli kullanımı, enerji dağıtım şebekelerinin esnek ve etkin yönetimi ile geleceğin akıllı şebekelerinin entegrasyonu için Avrupa Birliği Ufuk 2020 çerçeve programı destekli çeşitli projelerde yer alıyor. Şirketin bu doğrultuda çalışmalarına devam ettiği projeler arasında yer alan BD4OPEM (Big Data for Open Innovation Energy Marketplace / Açık İnovatif Enerji Piyasaları için Büyük Veri) projesinin bu yıl içinde tamamlanması hedefleniyor.

Kaynakların verimli kullanımını artıracak ürün ve hizmetler geliştiriyoruz”

OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, BD4OPEM projesi kapsamında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. 9 Avrupa ülkesinden 12 paydaşın yer aldığı projede, Türkiye’nin beş pilot ülke arasında olduğunu söyleyen Halaçoğlu, “Biz de OEDAŞ olarak bu projede ülkemizi temsil etmenin sorumluluğunu taşıyoruz. Bilindiği üzere her ne kadar geçtiğimiz yıl globalde yaşanan enerji krizi nedeniyle elektrik talebinde bir miktar düşüş olsa da önümüzdeki dönemde artış trendinin devam edeceği öngörülüyor. Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde yenilenebilir enerji kullanımı daha da artacak. Öyle ki Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın ‘1,5 derece’ senaryosuna göre, 2050’de tüketilen elektriğin yüzde 90’ı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilir. İşte BD4OPEM projesi ile yeşil enerjiye geçişte enerji dağıtım şebekelerinin kalitesinin korunması ve verimliliğinin artması için planlama, izleme, bakım ve operasyon süreçlerinin etkin yönetimini sağlayacak yeni ürün ve hizmetler geliştirmeyi hedefliyoruz. Bununla birlikte özellikle güneş enerjisinden olmak üzere yenilenebilir enerjinin depolanması böylece fosil yakıt kullanımının günün her saatinde azaltılması için çalışıyoruz” dedi.

“Desteğimizle yapay zekâ kullanılarak geliştiriliyor”

OEDAŞ’ın proje kapsamında üstlendiği çalışmalara değinen Halaçoğlu şöyle devam etti; “Projede yer alan yazılımcı paydaşlar, yeni ürün ve hizmet geliştirip çeşitli analizler yapabilmek için elektrik dağıtım şirketlerinin desteğine ihtiyaç duyuyor. Bu sayede sistemdeki arızalara bakılarak bir algoritma oluşturuluyor. Bu çalışmalar sayesinde benzer durumlarda oluşabilecek arızalar önceden tahmin edilebiliyor. Projenin uygulamaya geçmesiyle ileride sayaç veya elektrik arızalarını önceden tespit etmek mümkün olabilecek. Biz yazılımcı paydaşlara verdiğimiz desteğin yanı sıra servislerin kalitesini ölçüp geri bildirimde bulunuyor, servislerden optimal fayda sağlamaya odaklanıyoruz.”

“AB projelerinde geleceğin sistemleri üzerine çalışıyoruz”

OEDAŞ Ar-Ge Departmanı olarak 19’u aktif, 31 proje üzerinde çalıştıklarını ve bu projelerden dördünün AB projesi olduğunu ifade eden Halaçoğlu, AB projelerinde geleceğin sistemleri üzerine çalıştıklarının altını çizdi. Halaçoğlu, “Geleceğin enerji sistemlerinde dijital teknolojilerin enerji sektörüne entegrasyonu, başta yenilenebilir enerji olmak üzere dağıtık enerji sistemleri ve üretimin daha düşük maliyetle daha verimli hale getirilmesi önemli yer tutuyor. Biz de AB projeleri ile şimdiden bu doğrultuda çalışmalar yapıyoruz. Gelecekte regülasyonlar çerçevesinde bu teknolojiler hayatımızda yer almaya başladığı takdirde buna hazır olmamız hem sektörümüze hem de ülkemize büyük fayda sağlayacaktır” diye konuştu.

Continue Reading

Trendler