Connect with us

Genel

KPMG ve Enerji IQ’nun Türkiye’nin 2021 enerji piyasası karnesini yansıtan raporu yayımlandı

Published

on

KPMG ve Enerji IQ iş birliği ile hazırlanan “Enerji Sektörel Bakış, 2021” raporu Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının 2021 yılındaki görünümüne dair önemli bilgilere yer veriliyor. Rapora göre Türkiye’de toplam elektrik tüketiminde %9’luk yıllık büyüme yaşanırken meskenlerde yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 3.000 kWh oldu. Doğal gaz talebinin neredeyse tamamının ithalat yoluyla karşılandığının ve en fazla doğal gaz ithal edilen ülkenin Rusya olduğunun belirtildiği rapora göre Türkiye’nin ham petrol stoku, net ithalatı 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde.

Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ve enerji piyasasına yönelik bilgi ve danışmanlık hizmetleri veren Enerji IQ tarafından ortak hazırlanan, Türkiye’deki enerji sektörünün 2021 yılı görünümünü ortaya koyan “Enerji Sektörel Bakış” raporu yayımlandı. Global ve yerel ekonomik görünümün yanı sıra son küresel gelişmeler ışığında hazırlanan raporda, Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının görünümüne dair önemli bilgilere yer veriliyor.
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Lideri Hakan Demirelli, “Enerji sektörünün küresel trendleri ve yerel gündeme ilişkin yorumların yanı sıra Türkiye elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının geçmiş dönemlerle karşılaştırmalı 2021 yılı analizlerini içeren raporumuz, enerji piyasalarına ilgi duyan herkese bu konularda tek başına yeterli bir kaynak olma özelliği taşıyor” dedi.
KPMG Türkiye Elektrik ve Altyapı Lideri Erman Durmaz ise raporu, “Enerji sektöründeki dijital yenilik, piyasalardaki değişkenlik ve dekarbonizasyon için artan talep ve diğer faktörlerin yönlendirdiği dönüşümü ele alan 2021 yılı enerji sektörü raporumuzun sektördeki tüm oyuncalar için işlerini nasıl ayarlayacaklarını, değişen müşteri taleplerini nasıl karşılayacaklarını ve yeni fırsatlardan nasıl yararlanacaklarını araştırırken yararlanabilecekleri iyi bir kaynak olacağını inanıyorum” şeklinde değerlendirdi.
Enerji piyasasında doğru bilgiye ve güvenilir analize hızlı ulaşmanın artan önemine dikkat çeken Enerji IQ Bilgi Servisleri Genel Müdürü Emre Ertürk de “Enerji piyasasında veriye erişimin önündeki engeller büyük oranda kalktı. Ancak, güvenilir bilgiye ve öngörüye dayanan analizlere duyulan ihtiyaç sürekli artıyor. KPMG ile birlikte hazırladığımız raporun, bu gereksinimi karşılamasını umuyoruz” dedi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki aylık payı ilk defa 50’ye ulaştı
Rapora göre 2021 yılında Türkiye’nin elektrik üretimi %9 artışla 329 TWh’e ulaştı. Rüzgâr ve güneş santrallerinin elektrik üretiminde payı toplamda %13’e çıkarken, düşük su seviyelerinden dolayı hidroelektrik santrallerin yıllık elektrik üretiminde %29 azalma kaydedildi. Elektrik enerjisi üretiminde hidroelektrik santrallerinin payındaki bu düşüş, doğal gaz santrallerindeki artan üretim ile karşılandı. Güneşe dayalı kurulu güç yıl sonunda 7,9 GW’a ulaşırken, toplam 117 TWh olarak gerçekleşen yenilenebilir üretimin %64’ü Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında faaliyet gösteren santrallerden geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki aylık payı ilk defa Nisan 2021’de %50’ye ulaştı.

Toplam elektrik tüketiminde %9’luk yıllık büyüme yaşandı
Elektrik tüketimindeki yıldan yıla değişim, Türkiye’nin GSYH büyüme oranıyla uyumlu bir şekilde ilerledi. Öte yandan, her yıl artmaya devam eden kişi başı elektrik tüketimi son 10 yıldır kişi başına düşen GSYH’den tamamen ayrışmış göründü. Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, 2021 sonu itibarıyla %9’luk yıllık büyümeyle 327 TWh’e ulaştı. Elektrik tüketiminde sanayi %44 ile başı çekerken, bunu %24’lük eşit pay ile mesken ve ticarethaneler izledi. Aydınlatma ve tarımsal sulama, sırasıyla %2 ve %5 ile elektriğin diğer tüketim alanlarını oluşturdu.

Meskenlerde yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 3.000 kWh oldu
Yıl sonu itibarıyla mesken abone sayısı 39 milyona yaklaştı, ticarethane abone sayısı ise 7 milyonu geçti. 2020’nin ikinci yarısındaki azalmaya karşın 2021 yılı abone sayısındaki en yüksek artış hızı %8 ile sanayide oldu ve 87 bini geçti. Ülke genelinde mesken abonesi başına ortalama yıllık elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık 3.000 kWh olarak hesaplandı. Güncel serbest tüketici limiti ise yıllık 1.100 kWh olarak belirlendi.

Elektrik üretiminde son beş yılın en yüksek artışı
Elektrik üretimi son beş yılın en yüksek artışı olan yıllık %9’luk büyüme ile 329 TWh olarak gerçekleşti. Elektrik üretiminde doğal gazın payı geçen iki yıla kıyasla arttı ve %33 olarak gerçekleşti. Doğal gaz santrallerini sırasıyla toplam %30 ile ithal kömür ve linyit santralleri ve toplam %17 ile akarsu ve barajlı hidroelektrik santraller izledi. 2021 yılında hidroelektrik santrallerin üretimindeki düşüş, doğal gazdaki artış ile karşılandı.

Enerji üretiminde rüzgâr ve güneş rekor kırdı
Yenilenebilir enerji ile ilgili verilerin de yer aldığı rapora göre, 2021 yılında enerji üretiminde hem rüzgâr hem de güneş rekor kırdı ve üretimde payları sırasıyla %9 ve %4 oldu. Hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal, biyokütle ve güneş santrallerinden gelen toplam yenilenebilir elektrik üretimi 117 TWh ile yıllık üretimin %35’ini sağladı. Yenilenebilir üretimin %64’üne karşılık gelen 74 TWh YEKDEM kapsamında gerçekleşti. YEKDEM katılımında rüzgâr santralleri 25 TWh ile ilk sırada, hidroelektrik santraller ise 22 TWh ile ikinci sırada yer aldı.

Enerji fiyatlarında çok ciddi artışlar görüldü
2021 yılının özellikle son çeyreğinde elektrik piyasa fiyatlarında çok ciddi artışlar yaşandı. Artışın nedenleri arasında kısıtlamaların sona ermesi ile artan talep, kuraklıktan dolayı hidroelektrik santrallerin düşük doluluk oranları, mevsim normalleri üstündeki yaz sıcaklıkları, rekor düzeylere çıkan ithal kömür ve doğal gaz fiyatları ve doğal gaz ithalatında artan spot LNG’nin payı sayılabilir.

Türkiye’de doğal gaz talebinin %99’undan fazlası ithalat yoluyla karşılanıyor
2021 yılı, Türkiye doğal gaz piyasası için de kolay kolay hafızalardan silinmeyecek gelişmelere sahne oldu. Rapora göre Türkiye’nin ortalama yıllık tüketiminin %26’sına karşılık gelen 15,9 milyar m3 miktarlı uzun dönemli doğal gaz kontratlarının geçen yıl içerisinde sona ermeye başlaması, ülkenin doğal gaz arz tercihlerini yeniden belirlemesi gerekliliğini ortaya çıkardı. Yıllık doğal gaz talebi 60 milyar m3 seviyesine ulaşan Türkiye; Almanya ve İtalya ile birlikte Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürüyor. Ancak Türkiye’nin doğal gaz üretiminin 2011 – 2021 döneminde ulaştığı 476,82 milyon m3 ortalama miktar, talebin %99’undan fazlasının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor. Türkiye Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürse de sınırlı doğal gaz üretimi, talebin neredeyse tamamının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor.

Türkiye’nin en fazla doğal gaz ithal ettiği ülke Rusya
Türkiye, 2021 yılı içerisinde ithal ettiği 58,70 milyar m3 doğal gazın %44,87’sine karşılık gelen 26,34 milyar m3’ü Rusya Federasyonu’ndan ithal etti. Boru hatları ile gaz ithal edilen İran’ın payı 9,43 milyar m3 ile %16,07 olurken, Azerbaycan’ın payı ise Nisan 2021 döneminde süresi biten 6,6 milyar m3/yıl kontrat nedeniyle 8,82 milyar m3 ile %15,03 oranına geriledi. Azerbaycan’dan ithal edilen doğal gaz miktarı, bu nedenle bir önceki seneye göre 2,73 milyar m3 azaldı.

Türkiye’nin ham petrol stoku, net ithalatı 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde
Doğal gaza benzer şekilde ülkemizin ham petrol ihtiyacının %90’ı da ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye 2021 yılında 3,4 milyon ton ham petrol üretti. Bu toplam 34,8 milyon ton olan arzın %10’unu oluşturdu. Derlenen aylık bildirimlere göre Türkiye’nin rafinerilerinde tutulan toplam ham petrol stoku, 2021 yılı sonu itibarıyla ülkenin net ithalatını 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde.

Türkiye, günlük ham petrol üretimini 2023 yılına kadar %75 oranında artırmayı hedefliyor
Artan ham petrol talebi ve arzda %90 oranında dışa bağımlılık karşısında son yıllarda yeni petrol sahaları için arama çalışmalarını hızlandı. Mevcut kuyuların çoğunun üretim verimi, sahaların ilerleyen yaşı nedeniyle düşüyor. Ancak TPAO, günlük ham petrol üretiminin 2023 yılına kadar %75 oranında artmasını hedefliyor. Bu doğrultuda yeni konvansiyonel olmayan arama faaliyetlerine ek olarak, son yıllarda kamu envanterine katılan iki sismik araştırma ve üç sondaj gemisinden oluşan filoyla Karadeniz ve Akdeniz’de arama faaliyetlerine başlandı. Sakarya sahasındaki derin deniz sondajları sonucunda 2020 yılında Tuna-1 kuyusunda ve 2021 yılında Amasra-1 kuyusunda bulunan doğal gaz rezervleri, açıklanan ilk keşifler oldu.

Akaryakıtta en fazla talep motorinde
Türkiye’de yılda toplam 40 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip beş adet rafineri bulunuyor. Bu rafinerilerin 2021 yılında ürettikleri toplam 26,2 milyon ton akaryakıt, Türkiye’nin 37,4 milyon ton akaryakıt arzının %70’ini oluşturdu. Kalan 11,2 milyon ton ise %81’i motorin olmak üzere ithal edildi. Öte yandan 2021 yılında oluşan toplam talebin %78’i tüketime, %22’i ise ihracata yönelik oldu. Kısıtlamaların kalkmasıyla artan ulaşım faaliyetlerinin de etkisiyle akaryakıt talebi Mart 2021’den itibaren yükseldi. Motorin, 28,8 milyon ton ile toplam yıllık talebin %74’ünü oluşturdu. Bunu 4,7 milyon ton ile benzin ve 3,5 milyon ton ile havacılık yakıtları izledi. Denizcilik yakıtı talebi 1,3 milyon ton iken fuel oil talebi 0,5 milyon ton oldu.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Kalyon PV’den TOPCon Plus Hücre üretimi için yatırım kararı

Yenilenebilir enerji teknolojilerinde Türkiye’nin öncü markası Kalyon PV, yüksek verimlilik ve sürdürülebilirlik vizyonuyla uyumlu yeni bir yatırıma daha imza attı. Şirket, Çin dışında dünyada bir ilk olan TOPCon Plus güneş hücresi üretimi kapsamında, bu teknolojiyi hayata geçirecek endüstriyel tesis altyapısının dizaynı ve kurulumu için uluslararası bir sistem tedarikçisiyle yatırım anlaşması imzaladı.

Published

on

Kalyon PV’den TOPCon Plus Hücre üretimi için yatırım kararı

Yenilenebilir enerji teknolojilerinde Türkiye’nin öncü markası Kalyon PV, yüksek verimlilik ve sürdürülebilirlik vizyonuyla uyumlu yeni bir yatırıma daha imza attı. Şirket, Çin dışında dünyada bir ilk olan TOPCon Plus güneş hücresi üretimi kapsamında, bu teknolojiyi hayata geçirecek endüstriyel tesis altyapısının dizaynı ve kurulumu için uluslararası bir sistem tedarikçisiyle yatırım anlaşması imzaladı.

Ingot, wafer, güneş hücresi ve panel üretim süreçlerini Ar-Ge dahil tek çatı altında gerçekleştiren Avrupa’da ilk, dünyada ise sayılı üretim tesislerinden biri olan Kalyon PV, TOPCon Plus hücre üretim tesisiyle entegre olan yeni yatırım anlaşmasını imzaladığını duyurdu.

TOPCon Plus üretiminin kritik bir parçası olan bu yatırım, yardımcı tesisler altyapısının yeni bir bakış açısıyla oluşturulmasına odaklanıyor. 2026 yılının başında devreye alınması planlanan tesis altyapısı, 1.100 MW kapasiteli TOPCon Plus güneş hücresi üretim teknolojisinin tüm üretim süreçlerini destekleyecek şekilde planlandı.

Bu yatırım, yerli tedarikçi geliştirmeye de katkı sunacak

Kalyon PV, bu stratejik yatırım sürecinde yalnızca ileri teknolojiye değil, aynı zamanda Türkiye’nin sanayi kapasitesine de değer katmayı amaçlıyor. Her ne kadar tesis altyapısı için uluslararası bir firmayla stratejik iş birliği kurulmuş olsa da, proje bütçesinin önemli bir kısmının yerli tedarikçilere ayrılması hedefleniyor. Bu yaklaşım, Türkiye’de güneş enerjisi teknolojilerinin yerlileştirilmesine ve yüksek katma değerli üretimin yaygınlaşmasına doğrudan katkı sunuyor.

Yerli ekipman üreticilerinin projeye entegrasyonu, bu alandaki bilgi birikiminin ve teknik yetkinliklerin gelişmesine olanak tanırken, aynı zamanda sürdürülebilir ve dirençli bir tedarik zinciri kurulmasına da katkı sağlıyor. Bu sayede, benzer teknoloji yatırımlarının Türkiye merkezli olarak artmasını teşvik edecek bir zemin hazırlıyor.

“Yeni altyapı yatırımı, TOPCon Plus Hücre yatırımının kritik bileşenlerinden biridir”

Teknoloji geliştirirken sürdürülebilirliğe ve ülkemizin bu alandaki üretim kaslarının güçlendirilmesinin önemine vurgu yapan Kalyon PV Genel Müdürü Dr. İhsan Kulalı, söz konusu yatırımlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Daha verimli ürünler geliştirmemize olanak tanıyan TOPCon Plus güneş hücresi yatırımıyla eş zamanlı yürüttüğümüz Yardımcı Tesisler – Endüstriyel Tesis Altyapısı Yatırımı, Çin dışında dünyada ilk olacak TOPCon Plus güneş hücresi üretimimiz için kritik bir adımdır.

Yardımcı tesisler yatırımımız yalnızca teknolojik üstünlüğün değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik vizyonumuzun da güçlü bir yansımasıdır. Üretim hatlarımızın ve altyapımızın geleceğin teknolojileri doğrultusunda iyileştirilmesi ve zenginleştirilmesi, güneş teknolojilerinde daha verimli ürünler üretmemizi sağlarken; su, enerji ve insan kaynağımızın etkin ve verimli kullanımı açısından da sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmamıza önemli katkılar sunmaktadır.

Ayrıca bu yatırım sürecini, ülkemizin güneş teknolojileri ekosistemini büyütecek şekilde yerli tedarikçilerimizle birlikte yürütecek olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu yaklaşım, sadece bugünü değil; geleceğin temiz ve yerli enerji vizyonunu da birlikte inşa etme çabamızın bir parçasıdır.

Kalyon PV olarak ‘Yenilenebilir enerjide güneş gibi doğan bir Türkiye’ vizyonumuz kapsamında sadece güneş paneli üretmiyor, güneş teknolojilerinin ülkemizde gelişmesine öncülük ediyoruz.”

Çin’in dışında bir İlk: TOPCon Plus Güneş Hücresi yatırımı

Kalyon PV’nin geçtiğimiz aylarda duyurduğu ve Çin dışında dünyada bir ilk olan TOPCon Plus güneş hücresi üretim tesisi yatırımı, 1.100 MW üretim kapasitesine sahip olacak şekilde tasarlandı. Yeni nesil yüksek verimli güneş hücreleri, aynı alandan daha fazla elektrik üretmeyi mümkün kılarken, şirketin küresel pazarlardaki rekabet gücüne de önemli katkılar sunuyor. Söz konusu yeni altyapı yatırımı, ileri teknolojiye dayalı üretimin hayata geçmesini sağlayacak en kritik bileşen olarak konumlanıyor.

Continue Reading

Genel

TOBB, KOBİ’ler için ‘Nefes Kredisi’ başlattı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve bankalar, KOBİ’lere destek olmak için TOBB Nefes Kredisi’ni başlattı. Uygun koşullarda finansman desteği sağlamak amacıyla başlatılan Nefes Kredisi’nde başvurular 8-9 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla başladı.

Published

on

TOBB, KOBİ’ler için ‘Nefes Kredisi’ başlattı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve bankalar, KOBİ’lere destek olmak için TOBB Nefes Kredisi’ni başlattı. Uygun koşullarda finansman desteği sağlamak amacıyla başlatılan Nefes Kredisi’nde başvurular 8-9 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla başladı. Kredi Garanti Fonu’nun kendi öz kaynak desteğiyle %80 oranında kefalet sağlayacağı bu kredilere başvurular; Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Akbank, Yapı Kredi, Denizbank ve Ziraat Katılım şubelerinden yapılıyor. TOBB Nefes Kredisi 6 ay ödemesiz şekilde azami 36 ay vadeli verilirken, bir firma azami 2,5 milyon TL kredi kullanabiliyor.

TOBB’a bağlı Oda-Borsa üyesi tüm şirketler başvurabiliyor

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “KOBİ kredilerinin reel olarak artmaması firmaların işletme sermayelerini azaltıyor. Nakit ve mal akışının yavaşlamasına, ekonominin daralmasına neden oluyor. Arzın bu şekilde kısılması da enflasyona olumsuz yansıyor ve yüksek enflasyonla mücadeleyi güçleştiriyor. Buradaki sıkıntıları hafifletmek ve ülkemiz ekonomisinin can damarı KOBİ’lere destek olmak üzere TOBB, Kredi Garanti Fonu ve Bankalar güç birliği yaptık. Kobilere uygun koşullarda finansman desteği sağlamak amacıyla yeni bir TOBB Nefes Kredisi’ni gelecek hafta içinde başlatıyoruz. TOBB’a bağlı Oda-Borsa üyesi tüm şirketlerimiz başvurabilir. Kredi Garanti Fonu’nun ve katılan tüm bankaların yöneticilerine verdikleri destek ve katkılardan dolayı teşekkür ediyorum” açıklamasında bulunuyor.

Continue Reading

Genel

Türkiye, yeni şebeke yatırımı olmadan güneşteki kurulu gücünü %35 artırabilir

Gerekli düzenlemelerle Türkiye’deki rüzgar ve hidroelektrik santrallerine 8 GW’lık hibrit güneş santrali eklemek mümkün

Published

on

Türkiye, yeni şebeke yatırımı olmadan güneşteki kurulu gücünü %35 artırabilir

Enerji alanında çalışmalar yapan Londra merkezli düşünce kuruluşu EMBER, Türkiye’deki şebeke bağlantı kapasitesi sorunlarını ve bu sorunları aşmaya yönelik çözümlerden biri olabilecek hibrit güneş santrallerinin performanslarını analiz ettiği yeni bir araştırma yayınladı. Türkiye’nin hibrit güneş santralleriyle şebeke kısıtlarını aşabileceğine vurgu yapılan araştırmada, “Şebeke kapasitesinin sınırlı olması, yenilenebilir enerji projelerinin reddedilmesine neden olurken enerji dönüşümünü de yavaşlatıyor” dendi. Gerekli düzenlemelerle Türkiye’deki rüzgar ve hidroelektrik santrallerine 8 GW’lık hibrit güneş santrali eklemenin mümkün olduğuna değinilen analizde, bu sayede yeni şebeke yatırımına gerek duymadan Türkiye güneş kurulu gücünün en az %35 artırılabileceği kaydedildi.

Kısa sürede 30 GW sınırı aşılabilir


EMBER Türkiye Enerji Analisti Çağlar Çeliköz tarafından kaleme alınan araştırmada, “Güneş potansiyelinin yüksek olduğu Türkiye’de, hibrit güneş santrallerinin önündeki engeller kaldırılırsa mevcut güneş kurulu gücü en az %35 artırılabilir. Bu sayede santrallerin üretim kapasiteleri artarken, mevcut iletim hatları da daha verimli kullanılabilir. Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü, kısa süre içinde 30 GW sınırını aşarak, kaynaklara göre kurulu güç sıralamasında açık ara lider konumuna gelebilir” ifadeleri kullanıldı.

Dünyadaki şebeke kapasitesi sorunlarına da değinilen raporda önemli çıkarımlar 3 başlıkta toplandı:

1- Yeni yatırımlar şebeke kısıtına takılıyor, hibrit güneş kurulumları yavaş ilerliyor

    Eylül 2024’ten beri iletim seviyesinden bağlantı için yeni kapasite açıklanmazken; Şubat 2024 ile Nisan 2025 arasındaki 15 aylık dönemde, Türkiye’de lisanssız güneş santralleri için yapılan iletim seviyesinden şebeke bağlantı başvurularının %65’i “bağlantı kısıtları” nedeniyle reddedildi. Mayıs 2025 itibarıyla Türkiye’de dağıtım seviyesinden bağlantı için kalan kapasite ise sadece 0,52 GW. Oysa hidroelektrik veya rüzgar santralleri ile aynı şebeke bağlantısını kullanabilen hibrit güneş santralleri sayesinde, ilave şebeke yatırımına ihtiyaç olmadan Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesi artırılabilir.

    Diğer taraftan Türkiye, hibrit güneş kurulumlarında ise ağır ilerliyor. Son dört yılda 3,5 GW’lık hibrit güneş projesine kurulum izni verilirken, bu kapasitenin yalnızca %41’i işletmeye alınabildi.

    2- Türkiye’deki hibrit güneş potansiyeli 8 GW’tan fazla

    Mevcut piyasa koşulları ve ekonomik göstergelere dayanan potansiyel analizine göre, Türkiye’de özel sektöre ait rüzgar ve hidroelektrik santrallerindeki hibrit güneş potansiyeli 8 GW seviyesinde. Elektrik fiyatları ile kredi faiz oranlarının daha elverişli olduğu senaryolarda ise bu potansiyel 25,6 GW’a kadar çıkmaktadır.

    Söz konusu hibrit güneş potansiyelinin %46’sı, barajlı hidroelektrik santrallerde bulunuyor. 8 GW’lık hibrit güneş kapasitesinin devreye alınması, toplam güneş kurulu gücünü 30 GW’a çıkararak güneşi, Türkiye’nin açık ara en büyük enerji kaynağı haline getirebilir.

    3- 2024 yılında rüzgar ve hidroelektrik üretimine, hibrit güneş %14 katkı sağladı

    Mevcut hibrit güneş enerjisi santralleri, 2024 yılında bağlı oldukları 25 rüzgar ve hidroelektrik santralinin üretimine %14 oranında ek katkı sağladı. Hibrit güneş santrallerinin üretime sağladıkları katkı sayesinde, bağlı oldukları birincil kaynakların mevcut bağlantı kapasite faktörü ortalama 5 puan artarak %32’ye yükseldi.

    Hibrit güneş santrallerinin etkisi yaz aylarında en yüksek seviyesine çıkıyor. 2024 Haziran ve Ağustos ayları arasında hibrit güneş santralleri rüzgar, akarsu ve barajlı hidroelektrik santrallerinin bağlantı kapasite faktörlerini ortalama 7,3 puan artırdı. Özellikle, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir rüzgar santralinin bağlantı kapasite faktörü, 2024 yılında hibrit güneş santrali sayesinde neredeyse 20 puanlık artış kaydetti.

    Continue Reading

    Trendler