Proje Yönetimi ve Mühendislik
“Bizim için peyzaj tasarımında güneş ışığı hem enerji hem de besin kaynağı”
Praxis’in kurucusu Enise Burcu Derinboğaz ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım çalışmaları hakkında görüşlerini aldığımız Enise Hanım, çalışmalarında güneş ışınını ve enerjisini nasıl kullandığına dair de bilgiler sundu bizlere.
Sizi tanıyabilir miyiz?
İTÜ’de ve ETH Zürih’te peyzaj mimarlığı okudum. 2007’de peyzaj kültürü blogu olan Kozmofol’ü ve 2013’te peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım proje hizmeti verdiğimiz Praxis Landscape’i kurdum. Peyzaj tasarımında inovasyon fikrinin altını doldurmaya çalışıyoruz. Enerji ve altyapı ile kurduğu ilişkiyi, iklim değişikliğine karşı alabileceğimiz önlemlere dair stratejileri ve insana, kültüre dair hikâyeleri oluşturmaya çalışıyoruz.
Hayata geçirdiğiniz projelerden bahseder misiniz?
Kamusal ve özel alan kategorilerinde farklı projeler hayata geçirdik. Özel konut bahçesi projelerinin yanı sıra kamu projeleri ve kentsel kamusal açık alan tasarımları var İstanbul’da örnek verebileceğim. Türkiye ölçeğinde özel çevre koruma alanları içinse kullanımı kolaylaştırırken doğayı koruma konusunda özenli fikirler geliştiriyoruz. Bu anlamda hem kamu hem de özel sektörde projeler gerçekleştiriyoruz.
Beylikdüzü Yaşam Vadisi, Lüleburgaz Tosbağadere için hazırlanan Park Nebula, İstanbul Kent Müzesi peyzajı verebileceğim örnekler arasında. Bu projelerin her biri enerji etkin ve dirençli peyzaj tasarımları konusuna odaklanıyor. Her birinin bir hikâyesi ve inovasyon olarak tanımladığımız yenilikçi bir yüzü var. Bu inovasyon yalnızca teknolojik olarak algılanmamalı. Yeni bir fikir, kavram ve kavrayış, kullanıcı deneyimi arayışındayız. Bugüne özgü ve geleceğe dair bir sözü olan.
Tasarımlarınızda güneş ışığı nasıl bir yer tutuyor?
Dış mekânda çalışırken güneş ışığı bir parametreden çok temel bir ihtiyaç. Bizim için peyzaj tasarımında güneş ışığı hem enerji hem de besin kaynağı. Bu temel ihtiyacın yönetimi kadar ışığın farklı açılarını, yansımalarını kullanmak, kullanıcı deneyimine bir konfor ve zenginlik sağlamak için de mükemmel bir kaynak olması da bizim ölçeğimiz ve kapsamımızda en önemli tasarım girdisi.
Tasarımlarınızda güneş enerjisi ve paneli kullanımlarına ilişkin bilgi alabilir miyiz?
Açık alanlar için yaptığımız tasarımlarda bitkinin dışında pek çok eleman yer alıyor. Bunlara biz donatı elemanları diyoruz. Örneğin bir oturma alanı ya da bir altyapı elemanına ihtiyaç duyuluyor. Gölge sağlayıcı arayüzler, ihtiyaç ve mola noktaları, suyun akışını yöneten kanallar ya da açık alanın gece kullanımını mümkün kılan aydınlatma elemanları gibi. Yani görünen ve görünmeyen pek çok tasarım unsuru var bu çalışmalarda. Güneş enerjisini de bu unsurlardan ayrı olarak değil aksine bunlarla entegre olabilecek bunlarla birlikte düşünülerek tasarlanmış haline projelerde yer veriyoruz.
Uzmanlık alanınız olan peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım alanında Türk mimarlığını nerede görüyorsunuz?
Yıllar içinde şunu fark ettim. Aslında peyzaj mimarlığı mesleği ve peyzaj kavramı her ülkede, her kültürde tanınırlık probleminden yakınıyor. Japonya’dan Almanya’ya, İsviçre’den Amerika’ya en gelişmiş olduğunu düşündüğümüz ülkelerdeki meslektaşlarımdan aldığım mesaj bu. Buna ilk başlarda oldukça şaşırıyordum. Fakat kavramın doğası gereği bu yabancılığın hep var olacağını, dolayısıyla peyzaj mimarlığının kendini hep yenileme ve tanıtma ihtiyacı olacağını kabul ettim. Enteresan bir dinamik getiriyor. Pratikte Hollanda bu işin öncüsüdür kanımca. Peyzajlarını yaklaşık 7 yüzyıldır inşa ettikleri ve yaşamlarını sürdürmek için doğalarını kontrol etmeye mecbur oldukları için. Bilmeyenler için, Hollanda topraklarının üçte birinden fazlası deniz seviyesinin yaklaşık beş metre altında yer alıyor. Bu da suyu sürekli dışarıda tutmak için setler inşa etmeyi ve onları dirençli kılmayı gerektiriyor. Bu çalışmalar tüm doğal kaynakları etkin biçimde kullanmak için stratejiler geliştirmeye odaklanıyor.
Türkiye’de ise nasıl daha fazla enerji tüketirize yanıt olabilecek iddialı projeler görmekteyiz. Peyzaj mimarlığı bir çevre dekorasyonu gibi algılanıyor. Suyun ve su sistemlerinin yaşamsal değerini henüz kavrayabilmiş değiliz.
Gelecek projelerinizden bahseder misiniz?
Gelecekte bu enerji konusuna odaklanmak istiyoruz. Enerji sektörü ile tasarımı ve mimarlığı bir araya getireceğimiz platformlar oluşturacağız. Mühendisler ve mimarlar, kentsel tasarımcılar beraber düşüneceğiz çevremizi nasıl iyileştirebileceğimizi, nasıl daha yenilikçi teknikler keşfedebileceğimizi, dahası iklim değişikliğine nasıl bir tavır alacağımızı beraber konuşacağız. Bu çok disiplinli fikir alışverişlerini sağlayamadığımız sürece yol kat edemeyeceğimizi düşünüyorum.
Kurucusu olduğum Praxis, içinde bulunduğumuz dönemde Berlin ofisini açmak için hazırlıklarını tamamlamak üzere. Bizim için yeni bir dönem olacak. Türkiye’de edindiğimiz uluslararası deneyimi dış pazara açacağız. Bu çok heyecanlı bir dönem. Bununla birlikte bahçe tasarımı, kentsel yenileme, peyzaj masterplanı ve ekolojik restorasyon projelerimize kamu ve özel sektörde devam ediyor olacağız. Akademi ile iş birliğimiz bu süreçte de devam edecek çünkü gerçekleştirdiğimiz her projenin önemli bir araştırma geliştirme aşaması var. Bunu da teorik olarak doğru uzmanlarla yapmayı çok önemsiyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Peyzaj mimarlığı ile ilgili kısa bir açıklama ile konuyu bitirmek isterim. Peyzaj mimarlığının şansı da şanssızlığı da meslek alanının bilinmiyor ya da yanlış biliniyor olması. Şans çünkü her seferinde kendini ve mesleği anlatmak yeniden düşünmeyi şart kılıyor. Şanssızlık çünkü kendinizi ve mesleğinizi doğru anlatamazsanız sizin ne yapacağınızı kimse kestiremiyor, dolayısıyla iş alanınız çok küçük kalıyor. Bunu büyütmek, kendini anlatmak büyük bir enerji istiyor. Enerjimizin çoğunu buna harcadığımızı söylemeliyim.
Bir taraftan da yaratıcı sektörün diğer alanları gibi işin nasıl yapıldığı pratik eden kişiden kişiye değişiyor. Ben kendi açımdan, hikâyelere, peyzaj dışı alanlara, arazinin bana düşündürdüklerine bakmayı seviyorum. Bu kapsamda bahçe ya da kent meydanı tasarlarken de ekolojik restorasyon çalışırken de yöntemim ve çıkış noktam değişmiyor. Kimisi de hikâyesini farklı yerden kurmayı tercih edebilir. Işık enstelasyonları ya da şu anda üzerine çalıştığımız sahne tasarımı örneğin peyzaj mimarlığı kapsamına girmez kimisine göre ama peyzajın anlamına bakarsanız konunun yalnızca doğa ve bitkiden ibaret olmadığını rahatlıkla görürsünüz.
Enerji, ekonomi, coğrafya, kültür, mekân, mimarlık, ekoloji. Dokunacak ve düşünecek çok konu var. Doğa dediğimizde bile, neye doğa dediğimiz, doğanın ‘doğal’ olup olmadığı konuları bile bizi bambaşka yerlere sürüklüyor. Bir yerden girince konuya başka yerden çıkıyoruz.
İnsana, mekâna ve yere değen her konuda peyzaj da mimarlığı da var diye özetleyebilirim.
Proje Yönetimi ve Mühendislik
Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nin en büyük endüstriyel çatı üzeri GES projesi devreye alındı
Çatı üzeri güneş enerjisi sistemleri alanında engin uluslararası tecrübeye sahip ve merkezi Ankara’da bulunan ASUNIM Türkiye, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Anıl Ambalaj ve Kağıtçılık A.Ş.’nin fabrika çatısı üzerine kurduğu 2.04MWp gücündeki santrali başarıyla tamamlayarak yeni bir ilke daha imza attı.
Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nin en büyük endüstriyel çatı üzeri GES’i olan projede; tüm projelendirme ve mühendislik hizmetleri, gölge analizleri, üretim simülasyonları, optimizasyonlar ASUNIM’in Avrupa’daki mühendislik departmanı tarafından en güncel teknikler ve ASUNIM’e özel yazılımlar kullanılarak yapıldı. Sistemin, maksimum performansta elektrik üretmesi için paneller akım sınıflarına göre sıralandı. Yine sistemde, güneşlenmeden daha fazla yararlanmak için çift yönlü panel montajı yapıldı. 2.04MWp kurulu güce sahip olan sistem, yıllık 2.734.000,00 kWh elektrik üreterek fabrikanın elektrik ihtiyacının % 83’ünü karşılayacak ve dünya markaları için ihraç edilen kutu ve ambalajlar temiz enerji ile üretilmiş olacak.
Yeni lisanssız elektrik üretim yönetmeliğiyle birlikte kendi elektriğini güneş enerjisi ile üretmek isteyen işletmelerin sayısının hızla arttığına değinen Asunim Kurucu Ortağı Umut Gürbüz;
“Fotovoltaik güneş enerjisi, güneşlenmenin kısmen daha sınırlı olduğu Ankara ilimizde de son derece feasible hale geldi, bunu Başkent OSB’nin en büyük çatı üzeri GES’ini kurarak tecrübe etmiş olduk. Ankara’da yer alan sanayicilerimize çağrımız, güneş enerjisi santrali kurma kararı almadan mutlaka bizlere ulaşsınlar, kendilerine Avrupa mühendisliği ile tasarlanmış, en üstün ve kaliteli ekipmanlar ile 25 sene sorunsuz çalışacak, performans garantili ve arızalara anında müdahale edilen sistemleri en uygun fiyatlar ile sunmak için bekliyoruz” dedi.
Santralde; Phono Solar güneş panelleri, Alman SMA marka inverterlar, İşviçre Leoni Studer marka özel beta ışın çapraz bağlı solar kablolar kullanıldı. Santralin bakım onarım faaliyetleri ASUNIM’in iştirak firması olan MAXIMA Enerji tarafından yürütülecektir.
Proje Yönetimi ve Mühendislik
Asunim Türkiye, 31,15 MW’lık dev GES projesini 4 ayda teslim etti
Asunim Türkiye tarafından Antalya’da ANTGES Enerji Üretim A.Ş. için gerçekleştirilen 31,15 MWP güce sahip lisanslı Küçükköy GES projesinin geçici kabulü gerçekleşti.
Rekor denebilecek kadar kısa bir sürede Türkiye’nin en büyük ve en prestijli güneş enerjisi santrallerinden bir tanesinin devreye alınmasını sağlayan ASUNİM Türkiye, projenin geliştirilmesinden kurulumuna kadar tüm süreci Türkiye’deki yetkin ekibi ve Avrupa’daki uzman mühendisleri ile gerçekleştirdi.
Projede tasarımdan kuruluma, İSG uygulamalarından çevre politikalarına kadar birçok kriterin mevcut olduğuna değinen Gürbüz, “ANTGES’e ait, lisanslı projede, tüm projelerimizde olduğu gibi piyasadaki en kaliteli ürünlerle, en sofistike mühendislik ve bakım hizmetlerini sunarak yatırımcılarımızın üretim beklentilerini karşılayacak ve kötü sürprizler yaşamayacakları garantili olarak sistemimizi yatırımcımıza teslim etmiş olmaktan dolayı gururluyuz” dedi.
Asunim’in Avrupa’daki mühendisleri tarafından 3D modelleme teknikleri, en gelişmiş meteorolojik ve gölge hesap enstrümanları ve Asunim’e özel yazılımlar kullanılarak hazırlanan projede; AC/DC yükleme yapılarak gün içerisinde uzun süre pik değerde üretim yapılması hedeflenmiştir. Kullanılan ürünlerde de kaliteden ödün verilmeden tamamlanan sistemde; yüksek kalite ve verimliliğe sahip TUV onaylı 79.872 adet Schmid Pekintaş marka güneş paneli, 8 adet Alman SMA SUNNY 2750-EV marka inverter ve montaj sistemi olarak ERL çelik konstrüksiyon ürünleri kullanıldı.
Türkiye için yüz akı GES projelerinden biri olan Küçükköy GES projesinin bakım onarımı da Asunim kalitesi ve güvencesi ile gerçekleştirilecek. Projenin uzun süreli bakım&onarımı, bakım&onarımda Türkiye lideri Maxima Enerji tarafından yapılacak.
Başından sonuna tüm süreçlerde büyük özen gösterilen projede şantiye alanından, proje yönetim ofisinin peyzajındaki meyve ağaçlarına kadar her detay düşünüldü. Temiz enerji adına atılan bu büyük adımı ölümsüzleştirmek adına 200 yıllık bir zeytin ağacı Asunim Türkiye tarafından ANTGES Enerji’ye hediye edildi. 4 aylık proje sürecinin en anlamlı gelişmesi, 200 yıllık zeytin ağacının Küçükköy GES projesi sahasına sahadaki tüm proje ekibi ile birlikte dikilmesi oldu.
Lisanslı projeler ve çatı uygulamaları konusunda öncü bir firma olduğunu kanıtlayan Asunim, ANTGES projesiyle birlikte, tamamlanan lisanslı GES portföyü 72MW’a ulaşmıştır.
GES Yatırımcıları
Generalsolar, yeni aldığı belgelerle kalitesini tescilledi
Anahtar teslimi Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurulumları gerçekleştiren Generalsolar Enerji, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi Sertifikaları ve TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi alarak kalitesini bir kez daha tescilledi.
Müşterilerine daha kaliteli hizmet sunabilmek hedefiyle aldığı belgelere yenilerini ekleyen Generalsolar Enerji, TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu) Akreditasyonuyla ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Sertifikası, IAS (Uluslararası Akreditasyon Servisi) Akreditasyonuyla ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Sertifikası, IAS Akreditasyonuyla ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi Sertifikası ve TSE (Türk Standartları Enstitüsü) Hizmet Yeterlilik Belgesi almaya hak kazandı.
Yeni alınan belgeleri ile ilgili konuşan Generalsolar Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirdaş şunları söyledi: “TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanan firmamız, etkin bir kalite yönetim sistemini tanımlayan bir standart olan ISO 9001 belgesi için de gerekli tüm koşulları sağlıyor. Diğer taraftan çevreyi korumak, çevre üzerindeki olumsuz etkiyi azaltmak, doğal kaynakların etkin kullanımını sağlamak için attığımız adımlarla ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Sertifikamızı aldık. Çalışanlarının sağlığı ve güvenliğini de her zaman odağına alan Generalsolar, daha güvenli bir iş ortamı sunarak iş kazalarını önlemek ve iş hastalıklarını azaltmak için yaptığı çalışmaları ise ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi Sertifikası ile belgelendirmiş oldu.”
- Solar Panel1 yıl ago
Fotovoltaik bilim adamı Back Contact teknolojisini geleceğin hücre teknolojisi olarak görüyor
- Çatı Üstü Güneş Enerjisi2 yıl ago
Borsada ‘Güneş’e yatırım CW Enerji ile büyüyecek
- Solar Panel12 ay ago
LONGi, Silikon Heterojunction Arka-Kontakt (HBC) Güneş Hücrelerinin Verimliliğinde %27.09 ile Yeni Bir Dünya Rekoru Kırdı
- Sektör Haberleri1 yıl ago
FOX ESS ve ASUNIM, Türkiye ve İberya pazarlarına invertör ve enerji depolama çözümleri tedarik sözleşmesi imzaladı
- Sektör Haberleri2 yıl ago
Europower Enerji, 20 Nisan’da borsada işlem görmeye başlıyor…
- Çatı Üstü Güneş Enerjisi1 yıl ago
Solino, 3 Yılda Türkiye’de Liderlik ve Avrupa’da İlk Sıralarda Yer Almayı Hedefliyor
- Çatı Üstü Güneş Enerjisi2 yıl ago
Fabrika Çatısına Güneş Enerjisi Sistemi Kurulum Rehberi Yayınlandı
- Solar Teknolojileri1 yıl ago
YEO’dan geleceğin enerji teknolojileri için 3 önemli hamle